19 Mart 2011

Domdom Kurşunu değdi - Harun YAVRUOĞLU

1954 yılında Şanlıurfa`da doğdu. O yedi çocuklu kalabalık ve fakir bir ailenin çocuğuydu. Önce Adana`da, ardından Ankara`da çeşitli gazinolarda sahne aldı. Sesinin güzelliğini dinleyenler vasıtasıyla şöhreti dilden dile yayıldı.


Yetmişli yılların ortalarına doğru İstanbul’a geldi ve "Ayağında Kundura" ile Allah kendisine “yürü ya kulum dedi” ve 1977 yılında müzik dünyasına giriş yapan İbrahim Tatlıses; yürümekle kalmadı; Koştu… Koştu… Ve yine koştu…
Kısa bir sürede tüm Türkiye`ye, sesinin ne denli tatlı olduğunu duyurdu.
Ve ardından gelsin "Sabuha"…
Gelsin "Domdom Kurşunu"…
Gelsin "Bir Mumdur"…

İbrahim Tatlıses fakirlikle geçen gençliğinin ardından müzik sayesinde Türkiye’de şöhreti sarsılmaz oldu.
İbrahim Tatlıses çıkardığı kasetlerden sonra sinemaya da el attı...
Yaptığı her işte başarılı olmanın sırrını nasılsa öğrenmişti bir kere.
Ve artık ne yapsa başarılı oluyordu.
Çünkü o halkının biricik İbo`suydu artık.
Her kaseti satış rekoru kırıyor, filmleri en çok izlenen filmler arasında yer alıyordu.

Seksenli yıllarda tüm Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri onunla tanıştı.
Yunanistan`dan
Suudi Arabistan`a,
Almanya`dan
Afganistan`a çok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi.
Kasetleri ve posterleri bazı ülkelerde milyonlarca satarken yurtiçinde ve yurtdışında sayısız ödülün sahibi oldu.
Seksenli yıllarda çıkardığı:
"Allah Allah",
"Kara Zindan" ve
"Fosforlu Cevriye’m" gibi albümlerinin satışı milyonları aştı.

Özellikle 80`li yıllardan sonra İbrahim Tatlıses daha da ünlenmiş, adeta imparator olmuştu.
Tatlıses Turizm,
Tatlıses Lahmacunculuk,
Tatlıses Radyo,
Tatlıses Tv
Tatlıses Otelleri… Gibi birçok şirket kuran türkücü müzikten kalan zamanlarda kurduğu şirketleriyle ilgilenmeyi tercih ediyordu...
İbrahim Tatlıses, seksenli ve doksanlı yıllar boyunca çevirdiği sinema filmleriyle de çok yönlü bir sanatçı olduğunu kanıtladı.

Sinemanın baştan sona her alanında yeteneklerini sergiledi.
Talk Show programları hazırladı, çeşitli sanatçıların video
görüntüleme yönetmenliğini yaptı.
İbrahim Tatlıses;Yönetmen,
İbrahim Tatlıses; oyuncu,
İbrahim Tatlıses; senarist,
İbrahim Tatlıses; söz yazarı,
İbrahim Tatlıses: besteci ve yorumcu…
İbrahim Tatlıses ;şirketler grubu;
İbrahim Tatlıses ;gıda sektöründe,
İbrahim Tatlıses ;film sektöründe,
İbrahim Tatlıses ;prodüksiyon sektöründe,
İbrahim Tatlıses ;turizm sektöründe,
İbrahim Tatlıses; havacılık ve yayıncılık sektöründe…
Ve de yaklaşık 2 bin çalışanına ekmek imkâncısı.
Dedim ya o bir imparatordu artık.

Tatlıses’in;
Şanlıurfa`dan bulunan eşinden 1 erkek ve 2 kız,
Sinema sanatçısı Perihan Savaş`tan bir kız ve
Bir zamanlar birlikte yaşadığı Derya Tuna`dan ise 1 erkek çocuğu bulunmaktadır.
İşte mağaradan maşallah denilecek bir şöhret ve zenginlik zirvesi yakalayan harika çocuk İbrahim Tatlıses’i
kıskançlık ve öfkenin tetiklediği bir avuç para için vurdular…
Her şeyi çok iyi başaran o, hiçbir zaman Kendini husumetlerin çekim merkezinden uzaklaştırmayı başaramadı.
Sıra dışı ünlendi,
Sıra dışı zenginleşti ama insan ilişkilerinde yeterli ölçüde başarılı olamadı.
Beklide feraseti yetmedi. Zira Urfa’da Oxford yoktu.

O madem zengindi, hatta imparatordu. Ve de acayip ünlüydü o zaman istediği gibi konuşmalıydı İbrahim Tatlıses.
“Allah belayin verecek!” gibi lüzumsuz basitliklere düştü…
Televizyon programlarında konuklarını rencide etmeler…
Hatta aşağılamalar…
Televizyonların canlı yayın programını basmalar, program yapan şahısı rezil, rüsvaya edip kovmalar…
Hayranı olan kız bir çocuğuna ağza alınmayacak küfürler…
Sevgilisi olacak kadınları ulu orta dövmeler.
Bir başkasını tehditler ve el alemle bitip tükenmeyen ağız dalaşları… Ve daha niceleri İbrahim Tatlıses’in günahlarıydı...
Lakin o ne yaparsa yapsın halkın gözünde kredisi bitmiyordu.

Çünkü o mağaranın sırça köşklere karşı zaferiydi o.
O, bu günkü sefillerin, çaresizlerin gelecekteki umuduydu...
Olmadı… Ona sıkılan kurşunlar, sevenlerine katlanılmaz acılar verdi.
Hastaneler doldu taştı..
Medya dünyası günlerce onun sağlık sorunlarını birinci haber yaptı.
Ve nihayet İbo sağlığına kavuşmaya başladı.
Ancak İbrahim Tatlıses bundan sonra “Allah’ım neydi günahım!” diye kendini esaslı bir şekilde hesaba çekmesini lazım.

Harun Yavruoğlu